Olmuyor,
Kurtulmuyor siyahtan
gece
Ne bir kuşun kanadından
su damlıyor
Ne içimde anneler
ölüyor nice.
Olmuyor,
Sıtma nöbetleri geçiyor
babalar vurulmuyor,
Eskimiyor düşmanlık,
bir fırsat bulup dudaklarını öpmüyorum.
Bir yerinde yepis yeni
bir kale kurulmuyor,
Düşmüyor gökten ay,
şafaktan ufuk sökülmüyor.
Bir türlü gelmiyor
melekler içinden bir melek,
Dünya durmuyor.
Fıtratımdan mıdır,
düştüm kalkamıyorum,
Kalkamıyorum dizlerimde
güç yok.
Seni de öldürdüler,
öldü herkes biliyorum.
Ama olmuyor sabah bir
türlü gelmiyor.
Derin ve soluksuz bir
fırtınaydı eksilen,
Şimdi her şey dağınık,
her yerden bozuk paralar çıkıyor.
Seni de içimde tüm ölü
kız çocukları gibi gömsem diyorum.
Olmuyor, toprak kabul
etmiyor.
Kırmızıyı çok sev, gri
bir ceket çekip üstüne kaybol şu karanlıkta,
Var git yoluna, git
gidebilecek ne kadar yolun varsa.
Ben sakallarımdaki
beyazlardan utanıyorum,
Kimseye bir şarkı
yazmamış gibi üşüyorum.
Sanki sevmek kimseye
bir güç veremezmiş gibi.
Sıkıldım begonyaların
begonvilden ne farkı var diye araştırmaktan.
En güzeli papatya fal
bile bakıyor.
Ama olmuyor.
Seviyor, sevmiyor…
Olmuyor,
Hiçbir matematiğe
oturmuyor kurulan düşler,
Kimse eve gelirken
sıcak ekmek almıyor.
Çocuklar sanki hiç
büyümüyor.
Toprak artık kokmuyor.
İçimdeki düşman ne
karanlıklarını alıp gidiyor,
Ne ben direnmekten vaz
geçebiliyorum.
Çünkü olmuyor,
Ben ölmüyorum, o
ölmüyor.
Bir saklı sır gibi
kimse kimseye bakmıyor,
Ben bu çağa
alışamıyorum,
Çağ beni kapıdan içeri
almıyor.
Alıp başımı gitsem
diyorum,
Ne kadar sığ ne kadar
sıradan.
Herkes aynı şeyi yapar
oğlum tüm korkaklar.
Ama olmuyor, cesaret
beş kuruş etmiyor.
Bu düşman tanklarından
kimse inmiyor,
Ne bir haber geliyor
sevgiliden,
Ne bir bekleyeni var
kimsenin.
Benim aldığıma soluk
deniyor,
Buna hayatta kalmak,
Ama kimse sahiden
yaşamıyor.
Çünkü olmuyor,
Çıkartıp gönlümüzü
kumar masalarına vurduk,
Bunu yapana fark eder
mi kaybetmek ya da kazanmak.
Daha ilk golü yediğimiz
an kaybettik.
Annesi ölmeyenin kalbi
sağlam atmıyor.
Durmuyor duraklarda o
bilindik otobüsler,
Kız çocukları okula
gidene kadar yarışmıyor.
Beni de gömseler bir
begonyanın yanına,
Begonvillere küfretmeye
devam edermişim gibi hâlâ.
Çünkü olmuyor,
İnat da bitmiyor yol da
bitmiyor.
Doğmuyor bir çocuk
dünyayı kurtarsın,
Kimse kimseyi kurtarmıyor
buna sol açığımız dahil.
Sevmek bir uzun mezar
da yine,
Kimse kabir azabı
çekmiyor.
Soluk soluğa kalmıyoruz
akşam iş çıkışlarında,
Kimse gönlüyle yürümüyor.
Kimse gönlüyle… Kimse
gönlü…
Artık cümleler bile
bitmiyor.
İstersen çek çıkar
kendini bu dünyadan.
Yürekleriniz
bilekleriniz kadar zayıf.
Aklınız almıyor bir
kere vurulan bin kere nasıl ölsün.
Ben her gün bir kere
daha ölüyorum,
Kimse gelip gömmüyor.
İstiyorsunuz ki herkes
bıraktığı yerde kalsın,
Dönüp baktığımızda acı
çekmeye devam eden yüzler görelim.
Kimse affolunmasın
herkes pişman olsun.
Gazeteler bugün bizim
destanımızı yazsın.
İstiyorsunuz ki bir
kale gibi fethedilelim.
Direndikçe direnelim, kimse
girmesin içeri.
En sonunda vaz geçelim,
düşelim.
Biraz oyun oynayalım
bir geri iki ileri.
Oysa ne çok söz vardı,
Ne çok anlatılacak
hikaye.
Bir bıraksaydınız, bir
bıraksaydınız…
Ağız tadıyla siktir
olup gidecektik.
Ne gittik, ne kaldık,
ne siz geldiniz.
Olmuyor,
Öyle başını alıp
gidilmiyor.
Anlatacak bir şeyim
kalmadı inan,
Ne savaşmak istiyorum
artık ne kazanmak.
Allah var kaybetmek de
istemem ama,
Korkmuyorum artık
kazanmamaktan.
Tamam lan siz daha
büyüksünüz,
Sizin altın dişleriniz
var muhteşem güneşleriniz,
Yeri göğü sizin bu
dünyanın.
İçindekiler dahil.
Bütün kırmızı ışıklarda
siz geçersiniz,
Bütün düşler sizin
gözünüzde görünür.
Sizsiniz lan dünyanın
hakimi,
Sizsiniz, size kimse bir
şey söyleyemez.
Sizsiniz her şeyi hak
eden,
En güzel şiirler sizin,
Sizin en güzel
şarkılar, sesler.
Sizin ne varsa güzel
olan,
Bizimkiler hep çirkin.
Sizin kardeşim vallahi
sizin,
En çok siz sevgilisiniz
dünyaya.
En güzel şarabı siz
içersiniz,
En güzel kokular sizin.
Sizin yaptığınız
şakarlar güzel.
Sizsiniz her köşeden
görünen.
Gökte sizsiniz yerde
siz.
Sizsiniz sokaklarda
yürüyen.
Tamam oğlum vallahi
tamam,
Sizsiniz dünyada ne
varsa siz,
Biz kimiz biz sizin
gölgeniz.
Sizin varlığınız kadar
varız, yokluğunuzda yokuz.
Alın karanlıklarıyla,
güneşiyle,
Sevgisiyle, nefretiyle,
Öfkesiyle, ökçesiyle,
Alın neyi varsa
dünyanın sunacak.
Ben benimle kalmak
istiyorum,
Tabi siz müsaade ederseniz.